BAŞKAN KOCADON’DAN, BİR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİNE DAHA DESTEK

Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, DOSTEV’in (Down Sendromlular ve Zihin Engelliler Eğitim ve Koruma Derneği) sosyal sorumluluk projesi olan radyo programına konuk oldu.

Başkan Mehmet Kocadon, Down sendromlu bireylere meslek öğretmek, onlara istihdam sağlamak ve topluma kazandırmak amacıyla DOSTEV tarafından hayata geçirilen ve her pazar günü 10.30-11.00 saatleri arasında Açık Radyo 94.9’da yayınlanan “47. Kromozom” adlı radyo programı için Down sendromlu Naz Polat ile röportaj yaptı.

Başkan Mehmet Kocadon’un Ortakent’teki Başkanlık Makamında gerçekleşen görüşmeye, DOSTEV Derneği Başkan Başkanı Arzu Doğan ile Başkan Yardımcısı Halil Doğan da katıldı. Röportaj kaydı öncesi Naz Polat ile sohbet eden Başkan Kocadon, sosyal sorumluluk projelerine katılmaktan çok mutlu olduğunu belirtti.

Dünyada ilk defa uygulanan bu programda; down sendromlu gençler, ünlülerle röportajlar yaparak, yeteneklerini sergileyerek, sorunlarını ve isteklerini anlatarak, Down sendromuna ve engelli yaşama dikkat çekiyor. Böylece ülkemizde yaşayan 8 milyon engellinin sesi olmaya çalışarak, bir birey olarak toplumda “Ben de varım” diyebilme ayrıcalığına erişebiliyorlar.

Programda ayrıca engellilere yönelik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları, belediyeler, dernekler, vakıflar, üniversiteler, yayıncılar gibi çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar ile yaptıkları çalışmalar da tanıtılıyor. Programda görev alan down sendromlu gençler, radyoculuğu öğrenerek ünlü konuklarla röportajlar yaparak özgüvenlerini geliştirip sosyalleşiyorlar. Yine down sendromlu bireylerle tiyatro oyuncuları, futbol düşkünü bir ailenin hikâyesinin anlatıldığı “Canım Ailem” oyununda da birlikte rol alıp yeteneklerini geliştirme fırsatını da buluyorlar. Bu çalışmalarının karşılığı olarak hem radyo programından hem de tiyatro oyunundan kazanç sağlayarak gelir elde etme imkânına erişiyorlar.

11 Eylül 2016 Pazar günü 10.30-11.00 saatleri arasında Açık Radyo’da yayınlanacak ve internetten de dinlenebilecek olan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile düzenlenen röportaj aşağıdadır:

Başkanım, bize kendinizi tanıtır mısınız?

1963 doğumluyum, evliyim, iki çocuğum var. 18 yıldır Belediye Başkanlığı yapıyorum. Epey uzun bir süre. Bu 4. dönem Belediye Başkanlığım. Esas mesleğim turizmcilik.  Tabii Bodrum’u çok sevdiğim, daha doğrusu büyüklerimize olan vefa borcumuzu ödeyebilmek için. Biliyorsunuz Bodrum birinci derece sürgün yeriydi, şu anda dünyanın tanıdığı bir kent. Bodrum’u bu hale getiren de bizim büyüklerimizin hoşgörüsü, medeni oluşu, paylaşımın çok fazla olmasıdır. Tabii onlar, Bodrum’ u bu hale getirdi. Ben de Bodrum Belediye Başkanı olarak onlara şimdi hizmet etmeye devam ediyorum.

Neden bu mesleği seçtiniz?

Öncelikle şunu söyleyeyim: Bodrum’u çok sevdiğim için bu mesleği seçtim. Bodrum’un büyük bir özelliği var, Türkiye’ye ve dünyaya bu kentsel kimliğini belirledi. Bu kentsel kimliğin özelliği, evleri beyaz badanalıdır, 6,5 metre yüksekliğindedir. İmar konusunda hassas olduğum için Bodrum’un bu güzelliklerini bizden sonraki nesiller de görebilsin diye bu mesleği seçtim.

Mesleğinizdeki zorluklar nelerdir?

Bir kere bu meslek bire bir insanlarla ilgilidir. Tabii insanların talepleri hiç bitmiyor ama zaten bu işi severek yapmazsanız mümkün değil başarılı olmamız. O yüzden, bence bu mesleğin hiç zorluğu yok, insanları sevin yeter.

Down sendromunu biliyor musunuz?

Biliyorum ve onları da çok seviyorum.

Engelliler ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Biz, Bodrum Yarımadası olarak engelli arkadaşlarımızla çok güzel çalışmalar yapıyoruz. Bunun ilk örneğini Yahşi’de bir eğitim okulu açarak yaptık sonra Sağlık Vakfımızı kurduk. Bir de Yakaköy’de sevgi atölyesi diye bir atölyemiz var. Orada kendileri üretiyorlar, biz de ürettikleri şeyleri pazarlıyoruz. Ekonomiye de katkı sağlıyorlar ama benim en çok hoşuma giden, Yahşi’deki engelli okuluna giden engelli arkadaşlarımızın bir süre sonra beni cep telefonundan aramaları. Hatta dolmuşta tek başına yolculuk yapabiliyorlar. Bazen statta maçlarda da görüyorum ve çok mutlu oluyorum, tek başına hareket etmelerinden dolayı.

Eğitim almış bir down sendromluya belediyenizde iş verir misiniz?

Veririm tabii. Hatta onlarla ilgili bir projem de var. Biliyorsunuz, down sendromlu çocukların işlettiği kafeler var. Bununla ilgili bir çalışmam var. Bodrum’a ilerleyen zamanlarda böyle bir kafe kazandırmayı düşünüyoruz.

Hobileriniz nelerdir?

En büyük hobim spor yapmak ve ayrıca squash oynuyorum, tenis oynuyorum, sörf yapıyorum. Tabii daha önce futbol da oynuyordum ama yaş geçtikçe futbolu bıraktım. Şimdi mümkün oldukça tenis ve squash oynuyorum; sabahları bol bol da yürüyüş yapıyorum. Sporu bir yaşam tarzı olarak görüyor ve herkese tavsiye ediyorum.

Hayat felsefeniz nedir?

Ben şuna inanıyorum: Sevgi paylaştıkça çoğalıyor. Benim hayat felsefem; sevmek ve mümkün oldukça da odama gelen herkesi mutlu göndermek. Yani insanlar hep mutlu olsun istiyorum. Hayat felsefem budur.

En büyük hayaliniz nedir?

En büyük hayalim; şu anda belediye başkanlığımın bir üst seviyeye çıkmasıdır. Şu anda biz büyükşehir olduk. Belki de Büyükşehir Belediye Başkanı olmak.

Bize yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Bodrum’da kültür ve kongre sarayımız yok. Bunun üzerinde çalışıyoruz ve inşallah bunu gerçekleştireceğiz. Şu anda en büyük projelerimizden bir tanesi de budur.

Mesleğinizi seçmek isteyenlere önerileriniz neler olabilir?

Önce bir kere çok iyi bir arkadaş ilişkilerinin olmasını, sonra insanlarla paylaşmasını paylaştıkça çoğalması gerektiğini bilmesini, halkıyla iç içe yaşamasını öneririm. Yoksa seçilmesi mümkün değil.

Sizi anlatan en güzel cümle nedir?

Bütün Bodrum halkı benim için “Başkan” demez “Bizim oğlan, bizim Mehmet” diye anlatırlar.

Sizin en çok sevdiğiniz şarkı?

“Bağdat” şarkısı ama Bodrum şarkısı olarak da “Kerimoğlu”nu seviyorum ve çok da iyi oynarım.

Bayram için mesajınız nedir?

Güzel ülkemin bütün insanlarının bayramını kutlar; onlara sağlık, huzur ve mutluluk dilerim. Ama önce istediğim; bu güzel ülkeme bir an önce barış gelsin ve bu güzel ülke, bir an önce birlik ve beraberlik içinde yaşasın.