KRİZ PALMİYE YAĞIYLA SINIRLI DEĞİL

Zararlı bileşikler diğer yağlarda da mevcut .Palmiye yağının kanserojen içerip içermediği tartışmalarıyla ilgili konuşan Rafinera’nın uzman diyetisyeni Mine Bilge, “Palmiye yağı rafine edilirken oluşan zararlı bileşiklerin, ayçiçeği, mısırözü, kanola, fındık ve zeytinyağı üretilirken oluşması kaçınılmaz” dedi.

Gıda sektörü Ocak ayında palmiye yağı tartışmalarının yoğun yaşandığı bir ay oldu. Dünyaca ünlü bir markayla başlayan tartışmalara, bakanlar da dahil oldu. Tartışma sadece palmiye yağıyla sınırlı kalmadı. Kamuoyunda şu anda diğer yağların da sağlıklı olup olmadığına dair soru işaretleri bulunmakta. Tartışmanın fitilini ateşleyen palmiye yağının gıdalarda kullanımı yeni sayılabilir. Batı Afrika kökenli olan, Malezya ve Endonezya’da üretilen palmiye yağı, 2013 yılının Kasım ayında Amerikan Besin ve İlaç Dairesi’nin (FDA) güvenli olarak kabul etmesi ile gıdalarda kullanılmaya başlandı. Bir tür palmiyeden elde edilen palmiye yağı, dayanıklılığı ve ucuzluğu nedeniyle sık tercih ediliyor. Raflardaki ürünlerin çoğunda palmiye yağı ile karşılaşmak mümkün. Birleşik Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ortak kuruluşu olan uluslararası CODEX Allimentarius Komisyonu tarafından, 17 yemeklik yağ çeşidinden biri olarak da kabul ediliyor.

Çocukluk dönemine dikkat!

Palmiye yağı kriziyle ilgili açıklamalarda bulunan Rafinera’nın uzman diyetisyeni Mine Bilge, yağların yüksek ısıya maruz kaldıklarında kanserojen madde oluşabileceğine değindi. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin (EFSA) palmiye yağıyla ilgili değindiği konunun da bu olduğuna değinen Bilge, “Bitkisel yağların yaklaşık 200 derecede rafine edilirken oluşan Glisidil esterleri (GE), 3-MCPD ve 2-MCPD ve bunların yağ asidi esterleridir. GE’nin kanserojen olduğunun araştırmalarla kanıtlanmıştır. EFSA özellikle çocukluk döneminde bu maddeye maruz kalanlarda riskin 10 kat daha fazla olduğuna değinmektedir” dedi.

Diğer bitkisel yağlara da dikkat edilmeli

Palmiye yağı rafine edilirken oluşan zararlı bileşiklerin, ayçiçeği, mısırözü, kanola, fındık ve zeytinyağı üretilirken oluşmasının kaçınılmaz olduğuna değinen Bilge, “Palmiye yağı içeren hazır gıdalara bakmak yerine, bütün yüksek ısıya maruz kalan bitkisel yağlara dikkat etmek gerekir. EFSA’nın değindiği bir diğer konuyu da göz ardı etmemek gerekir. Palmiye yağı üreticilerinin gönüllü olarak aldıkları tedbirler ile 2010 ve 2015 yılları arasında GE seviyeleri yarı yarıya azaltılmıştır” açıklamasını yaptı.

Sağlıklı beslenmenin püf noktaları

Zararlı yağlardan ve besinlerden kaçınarak, sağlıklı besinlerle beslenmenin önemine değinen Bilge, şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği gibi günlük aldığımız besinlerin karbonhidrat, yağ ve protein dengesine dikkat etmemiz gerekir. Uzun süreli açlık yaşatmadan az ve sık beslenmede sağlıklı beslenmenin altın kurallarından. Yüzde 20’lik kaybının ölüme neden olduğunu bildiğimiz su, yaşamak için en az oksijen kadar gerekli, sağlıklı beslenmenin ise baş maddesi. Günlük olarak kilogram başına 30 ml su tüketmemiz gerekmektedir. Su ihtiyacınızı karşılamak için sadece susamayı beklemeyin, günlük ortalama 2,5 litre su tüketin. Kilo kontrolünü, enerji alımı ve harcamasını dengede tutarak yapmalısınız. Yani yediğimiz besinler kadar hareketimiz de oldukça önemlidir.”

Rafinera’da zararlı yağ kullanılmıyor

Kapıya teslim diyet yemek servisi Rafinera’nın kurucusu Didem Altınbaşak Tulgan, sağlıklı beslenmek isteyenlere davette bulundu. Rafinera yemeklerinde yüksek ısıya maruz kalan yağların kullanılmadığını belirten Tulgan, “Rafinera’da menüler, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği, sağlıklı ve dengeli beslenme kriterlerine göre hazırlanıyor. Yemeklerimiz pişirilirken, yüksek ısıya maruz kalmış yağları kullanmıyoruz. Yine yemeklerimize zarar vermeyecek bir ambalajlama sistemi kullanıyoruz. Bu şekilde üyelerimiz, hem sağlıklı besleniyor hem de formlarını koruyorlar” dedi. 

Sercan Meriç
Marka Yönetmeni